İlişki terapisi sürecinde en sık karşılaşılan sorunlardan bir tanesi mesafeli ilişkilerdir. Mesafeli ilişki, eşler arasında sağlıklı bir yakınlaşmanın sağlanamaması ile karakterize bir durumdur.

Mesafeli İlişkiler

yazar:

kategori:

İlişki terapisi sürecinde en sık karşılaşılan sorunlardan bir tanesi mesafeli ilişkilerdir. Mesafeli ilişki, eşler arasında sağlıklı bir yakınlaşmanın sağlanamaması ile karakterize bir durumdur. İlişkilerde mesafe farklı şekillerde görülebilmektedir. Aşağıda ilişkilerin mesafeli bir şekilde yaşandığı ilişki modellerinden bahsedilmektedir.

Yakınlaşmaya Karşı Mesafeli Duruş

Birinci model ilişkide eşlerden bir tanesi yakınlaşmaya çalışırken diğer eş mesafeli olmayı tercih etmektedir. Yakınlaşmaya çalışmak okuyanlar tarafından olumlu bir ifade gibi anlaşılabilir. Burada kastedilen yakınlaşma, sürekli arayıp sorma, haberdar olma isteği, bütün etkinlikleri birlikte yapma arzusu, saatlerce konuşma ve adeta iç içe geçme şeklindeki bir yakınlaşmadır. Bu anlamda bakıldığında sağlıklı bir ilişki tarzını ifade etmemektedir.

Yakınlaşmak isteyen eşin genellikle bilinçdışı arzusunun yalnız kalmamak ve eldekini kaybetmemek olduğu görülmektedir. Yani yakınlaşmak isteyen eş, eşine karşı yukarıda bahsettiğim yakınlaşma davranışlarını sergileyerek hayali (bazen de gerçek) bir terkedilmeden kaçmaya çalışıyordur.

Yakınlaşmak isteyen eşe karşı mesafeli yaklaşan yani bir anlamda uzaklaşan eş ise farklı nedenlerle mesafeli durmayı tercih etmiş olabilir. Birinci neden “nasıl olsa bu ilişki yürümeyecek, bir noktada ayrılıkla sonuçlanacak” düşüncesinin hakim olduğu mesafeli duruştur. Kişi burada zaten kaybedeceğini düşündüğü partneriyle yakınlaşmaktan kaçınmaktadır çünkü duygusal bağı ne kadar zayıf olursa, ayrılık yaşandığında hissedeceği acının o kadar daha az olacağına inanır. Yani bir anlamda kendini yakınlaşmayarak ilerde hissetme ihtimali olduğu hayali bir acıdan uzaklaşmaya çalışmaktadır.

İlişkide mesafeli duran eşin bu duruşunun ikinci nedeni, güvensizlik ve kuşkuculuk olabilir. Her an aldatılabileceğini, insanoğlunun her türlü olumsuz davranışı sergilemeye yatkın olduğu, dolayısıyla eşi bile olsa her an kötü bir davranışı ile karşılaşabileceğine inanan bir insan kendisine yakınlaşmaya çalışan eşine karşı mesafeli durarak kendini korumaya çalışabilir.

İlişkide mesafeli duran eşin üçüncü nedeni ise kabul edilmeyeceğine ilişkin içsel bir inanç olabilmektedir. Kendisini fiziksel bazı özellikleri açısından veya sahip olduğu bazı olumsuz yönler nedeniyle kusurlu, eksik, yetersiz hisseden bireyler kurdukları ilişkilerde sıcak temaslar oluşturmakta zorlanmaktadırlar. Buradaki ana neden, yakınlaşmak istediği kişi tarafından kusurları veya yetersizlikleri öğrenildiğinde sevilmeyeceğine ve kabul edilmeyeceğine dair derin içsel bir inançtır.

Yukarıda belirttiğim nedenler eşlerden biri terk edilmemek için aşırı bir yapışma, yakınlaşma davranışı sergilerken diğer eşin farklı amaçlarla mesafeli durmasına neden olmaktadır.

Kaçınmaya Karşı Kaçınma

İkinci modelde her iki eş de mesafeli ilişki kurmaktadır. Duygusal yakınlaşma, duygusal destek, sıcak bir atmosfer bu ilişkilerde minimum düzeydedir. Dışardan bakıldığında oldukça saygılı ve düzenli bir ilişki modeli gibi görünebilmektedir. Ancak mesafeli duruş her zaman saygı anlamına gelmemektedir.

Kaçınan eşlerin bu davranışlarının altıdan birinci modelde ifade ettiğim mesafeli duruş nedenleri yatmaktadır. Birinci ilişki modelinde eşlerden sadece bir tanesi mesafeli duruşa sahipken ikinci modelde her iki eş de mesafeli durmaktadır.

Burada çiftlerin en sık sorduğu sorular şunlardır: Neden böyle oluyor? İnsan kendisine, ilişkisine zarar verdiğini göre göre nasıl bu şekilde devam edebilir?

Bu soruların cevabı çocukluk yaşantılarımızda saklıdır. Her birey bir öteki tarafından yetiştirilir. Anne-babalar, büyükanne ve büyük babalar veya kişinin bakımından sorumlu diğer herkes kişi için ötekidir. Öteki olarak nitelendirdiğimiz kişiler bizleri yetiştirirken kendi ilişki kodlarına dair iletileri bize benimsetirler. Bizimle kurdukları etkileşimde ve kendi aralarında kurdukları etkileşimlerde ilişkinin ne demek olduğu, bir ilişkinin nasıl kurulması gerektiği konusunda modeller sergilerler.

İnsanoğlunun başta gelen öğrenme modellerinden bir tanesi model alarak öğrenmedir. Anne babalarımız veya bakım veren yetişkinlerde gördüğümüz davranış kalıpları, sorun çözme modelleri, ilişkileri yönetme stilleri farkında olmadan bizim tarafımızdan kabullenilir. Bu kalıplar eğer işe yarar kalıplarsa yetişkin olduğumuzda ilişkilerimiz gayet düzgün bir şekilde ilerler ve sorunlarla karşılaştığımızda bu sorunlarla olması gerektiği gibi baş ederiz. Ancak edindiğimiz bir baş etme stilleri, kalıplar işe yaramaz ve sorun çözmez bir durumdaysa yetişkinden kurduğumuz ilişkileri de bu doğrultuda kurarız ve sorunlarla karşılaştığımızda bu işe yaramayan kalıplarla sorunları çözmeye çalışırız. Bu da bizi sürekli bir sorun yumağının içinde olmaya sürükler.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir